İlk önce Radyo Trafik sonra diğer medya ve emniyet ve ardından Türkiye'nin dikkatini çekmeyi başardım. Kameralar, mikrofonlar, telefonlar beni çekerken megafonu ağzıma götürüp konuşmaya başladım. Telefonumdan daha önceden ayarladığım Youtube'daki kanalımdan da canlı yayın yapmaktaydım.
Bu kutlanılası bir gündür.
Bu kutlu bir gündür.
Aile değerlidir.
Aile hayatın merkezidir.
Bu cümleleri 78 defa tekrar ettim. Megafonun pili bitiyordu, son seslenişim cılızlaşmıştı. Ardından hayır sever vatandaşlar ve polis beni köprüye çekmeye çalışıyordu. Ancak bilmedikleri bir şey vardı. Bu eylem daha çok dikkat çekecekti. Şov büyümeli, 15 Mayıs etkinliği akıllara kazınmalıydı.
Cebimden baba yadigarı çakıyı çıkardım ve beni yukarı çeken gözlerdeki şaşkınlığı izlerken ipimi kesiyordum. '15 Mayıs... Aile Günü... dünya aile Günü...' diyorken düşmeye başladım. 50 metre göz açıp kapama anı kadardı. Ölebilirdim ama korkmuyordum. Çünkü Cevheri ismi verdiğim rüzgârlığım tahmin ettiğimden çok daha fazla işe yaradı. Çok yumuşak olmasa da sakatlanmayacağım bir çarpma sağladı bana.
Beni tekneye alıp hastaneye götürürken vaktini aldığım memurlara haklarını helal etmelerini, vakitlerini aldığımı ama buna değeceğini söylüyordum. Görevliler beni ambülansa bindirirken gazeteciler, derya kuzusu bu haber için görüntü almaya, bir kaç sözümü duymaya çalışıyordu. Duyabilecekleri kadar seslendim: ailegunu.org... dunyaailegunu.com...
Bora Serhat Çelik